25 Temmuz 2012 Çarşamba

Aşık Gevheri - Zamanı Geldi

Bülbül ne yatarsin yaz bahar oldu
Çagrisip ötmenin zamani geldi
Serviler yeserdi çiçekler doldu
Cana can katmanin zamani geldi

Benim yarim yanaklari allidir
Ak elleri deste deste güllüdür
Dertli olan bakisindan bellidir
Her derdi atmanin zamani geldi

Firkatle aglayip sevkle gülünce
Gözümden dökülen yasi silince
Bir dilberin elin ele alinca
Yaylaya çikmanin zamani geldi

Asik Gevheri de gider dostuna
Gidi rakiplerin bize kasti ne
Evvel bahar çayir çimen üstüne
Sarilip yatmanin zamani geldi

Aşık Gevheri - Yaman Olur

Ben güzelim deyi havadan uçma
Indirirler seni el yaman olur
Siyah kaküllerin gerdana saçma
Bad eser dagitir yel yaman olur

Güzelsin sevdigim sen de bilirsin
Ettigin islere pisman olursun
Gel aksamlayalim yolda kalirsin
Karanlik gecede yol yaman olur

Biçare Gevheri der halim yaman
Dagbasindan eksik olmuyor duman
Efendim ben seni sardigim zaman
Askimiz artar da hal yaman olur

Aşık Gevheri - Tez Gel

Kiyamet hasre dek gözlerim seni
Bu hasta gönlümün dermani tez gel
Yad ellerde garip eyleme beni
Eglenme hublarin sultani tez gel

Yoluna vermisim can ile teni
Inkarim yok durur sevmisim seni
Lütfünle sad eyle aglatma beni
Eglenme dertlerin dermani tez gel

Murg-i dil per açip hava eyledi
Bülbüller gülsende neva eyledi
Ayrilik tellali nida eyledi
Göçmenden muhabbet kervani tez gel

Gevheri der sabra kalmadi takat
Yok mudur imanin ey servi kamet
Kafir nesli misin fitne-i afet
Var ise gögsünün imani tez gel

Aşık Gevheri - Sunda Bir Güzele

Sunda bir güzele gönül düsürdüm
Öpmeli kocmali degmeli degil
Askin deryasini boydan asirdim
Karadir gözleri sürmeli degil

Dilber senin ile yiyüp içmedim
Yiyüp içüp ak gögsünü açmadim
Firsat elde iken bel in koçmadim
Beni öldürmeli dögmeli degil

Dilber haram olup yola durmussun
CeIlad olup cana basa kiymissin
Kuzum bu gün al hareler giymissin
Gögsü sira sira dügmeli degil

Gevheri der yola durur varirlar
Adam öldürürler kana girerler
Çok güzeller gördüm zekat verirler
Zekatsiz dilberi sevmeli degil

Aşık Gevheri - Sözün Bilmez Bazi Cahil

Sözün bilmez bazi cahil elinden
Edep aglar erkan aglar yol aglar
Bülbülün feryadi gonca gülünden
Gülsen aglar bülbül aglar gül aglar

Iyiye hizmet et olasin iyi
Öter defler gibi sinemin neyi
Bu çarkin elinden el aman deyi
Geda aglar sultan aglar kul aglar

Her kaçan cus edip çaglasa seller
Açilir laleler sümbüller güller
Davulbaz çalinip çalkanir göller
Sahin aglar turna aglar tel aglar

Kamil olanlarin bellidir yeri
Yoluna koyarlar can ile seri
Hakkin didarini görenden beri
Gökler aglar derya aglar sel aglar

Gevheri der dertli gönlümüz hasta
Armagan eyle gel canini dosta
Kimi abdal olmus girmistir posta
Aba aglar hirka aglar sal aglar

Aşık Gevheri - Sesi

Yar cemalin bagda seyran eyledim
Bülbül sesi gonca sesi har sesi
Gusume dokundu ihsan eyledim
Ayva sesi turunç sesi nar sesi

Sende ne halet var ey peri sanem
Gönül verir sana her gören adem
Kakülünden gelir gûsume her dem
Zenci sesi Mansur sesi dar sesi

Dost ele alinca tir-ü kemani
Gör nice eyledi divane beni
Gördüm asiklarin tutulmus cihani
Efgan sesi girye sesi sar sesi

Gevheri gözyasim döndü irmaga
Yine minnet düstü elden ayaga
Beni Mecnun edip düsürdü daga
Ahu sesi maral sesi yar sesi

Aşık Gevheri - Selam Eyle

Bad-i saba efendime gidersen
Ol günes yüzlüye var selam eyle
Sevap kazanirsin hizmet edersen
Aman karsisinda dur selam eyle

Ardimdaki karli daglar diyesin
Çesmim yasi her dem çaglar diyesin
Derundan ah edip aglar diyesin
Benim çün hatirin sor selam eyle

Selamimi dondan dona devsirme
Varip bir nadan eline düsürme
Gül cemalin görüp kendin sasirma
Aklini basina der selam eyle

Gevheri bir name verdi bad ile
Gönderdi sana elinden dad ile
Lütfeylesin konusmasin yad ile
Kamil olsun ani gör selam eyle

Aşık Gevheri - Seherde Bir Bağa Girdim 1

Seherde bir baga girdim
Ne bag duydu ne bagbanci
El sundum güllerin derdim
Ne bag duydu ne bagbanci

Bagin kapisini açtim
Sayin ki cennete düstüm
Yar ile tenha bulustum
Ne bag duydu ne bagbanci

Seherin bülbülü öttü
Öttü de murada yetti
Teslim Abdal yükün tuttu
Ne bag duydu ne bagbanci

Aşık Gevheri - Öldürürsün

Beyaz gögsün bana karsi
Açma beni öldürürsün
Ela gözler süze süze
Bakma beni öldürürsün

Öldürüp kanima girme
Herbir yada gönül verme
Ela göze siyah sürme
Çekme beni öldürürsün

Gevheri der Sah-i bülbül
Beyaz gerdan bina-yi pül
Yanagina kirmizi gül
Takma beni öldürürsün

Aşık Gevheri - Olsun (Ey Efendim)

Ey Efendim bana meylin var ise
Mahabbetin benim ile var olsun
Gönül senden gayri güzel severse
Bülbül gibi isim ah ü zar olsun

Tamahim yok bu dünyanin malina
Atlasina dilbassina salina
Ben de Mecnun gibi dostun yoluna
Terkettigim namus ile ar olsun

Tan eyleyip niçin eli kinarim
Yad elinden giryan olup yanarim
Pervaneyim dost sem'ine dönerim
Gam degildir ko meskenim nar olsun

Gevheri der firsat gitti elimden
Anin için korkum yoktur ölümden
Kim cüda kildiysa beni gülümden
Bencileyin gonceleri har olsun

Aşık Gevheri - Ne Nihan Edersin Benden Yüzünü

Ne nihan edersin benden yüzünü
Hasretinle halim yaman oldu gel
Hak askina olsun göster yüzünü
Görmedim cemalin zaman oldu gel

Bülbülüm hara ugrattin gülümü
Neye sunsam eristirmem elimi
El kahrindan dogrultamam belimi
Büküldü bu kaddim keman oldu gel

Gözlerimin yasi deryaya akar
Hicran atesleri bagrimi yakar
Ah ettikçe arsa tütünüm çikar
Seyret daglarbasi düman oldu gel

Asik olanlarin korkmaz ölümden
Gecemi hiç farkedemem günümden
Gevheri çikiyor canim tenimden
Bizim kavusmamiz güman oldu gel

Aşık Gevheri - Nazlanır

Bir dilbere selam verdim
Almazlanir hos nazlanir
Canim halin nedir dedim
Bilmezlenir hos nazlanir

Yüz çevirdi bizden ol yar
Ruz u seb kilarim zar
Sundum desdine arzuhal
Almazlanir hos nazlanir

Bilmem ol yare ne dedim
Sirrini kime söyledim
Dosta isaret eyledim
Gelmezlenir hos nazlanir

Gevheri gedadir adim
Arsa çikiyor feryadim
Beni bilir misin dedim
Bilmezlenir hos nazlanir

Aşık Gevheri - Müstezat (Gülzar-i Hüsünsün)

Gülzar-i hüsünsün benim ey gonca dehanim
Gülsende el canim

Atma sineme gamzen okun kasi kemanim
Dinle bu figanim

Rahmet bu sinem yaresine ey sep-i huban
Çesmin hele giryan

Sensiz bu kerem kâni benim sah-i cihanim
Ey yusuf sanim

Gel etme benim hicr ile bu didemi giryan
Bagrimda bu hicran

Efganima rahmet benim ey tuti zebanim
Ey taze civanim

Ey kasi keman cam ile ussak meye döndü
Kaddim neye döndü

Bu devr-i felekte hele bir Gevheri kanim
Alemlere sanim

Aşık Gevheri - Kalkin Ey Erenler Durun Aya

Kalkin hey ey erenler durun aya
Adalet mülkünün sultani geldi sultani geldi
Istikbal eyleyin durun selama durun selama
Sermesler alemin hübyari geldi
Istikbal eyleyin durun selama durun selama
Sermesler alemin hübyari geldi

Cemaat kurulsun, emmeler yansin, ekaler yansin
Demler dolsun hem badeler dolsun badeler dolsun
Ikrarina saglik erler uyansin erler uyansin
Gammi dert etmenin zamani geldi
Ikrarina saglik erler uyansin erler uyansin
Gammi dert etmenin zamani geldi

Gevheri Muse beyin oyulmaz bagi oyulmaz bagi
Ehlin ask olanin tükenmez isi hiç bitmez isi
Hasretli gönlümün gözümün yasi gözümün yasi
Su dertli gönlümün tabibi geldi
Hasretli gönlümün gözümün yasi gözümün yasi
Su dertli gönlümün tabibi geldi

Aşık Gevheri - Güzeller Bahçesi

Güzellerin bahçesinde açilan
Lale midir sümbül müdür gül müdür
Beyaz gerdanina inip dökülen
Zülüf müdür kakül müdür tel midir

Sencileyin güzel nerde bulunur
Her kaçani görsem aklim alinir
Rüzigar estikçe durmaz salinir
Selvi midir semen midir dal midir

Kasin kudret kalemiyle yazilmis
Güzel hecrin ile bagrim ezilmis
Mah yüzüne çifte çifte dizilmis
Benler midir fülfül müdür hal midir

Güzelsin Yusuf'un menendi esi
Bir olmaz kavgaya ugrattin basi
Gevheri derya mi gözünün yasi
Murat midir Ceyhan midir sel midir

Aşık Gevheri - Hey Ağalar Zaman Azdı

Hey agalar zaman azdi
Düsmüse el üser oldu
Küllükte sürünen esek
Cins atla yarisir oldu

Palas üstünde yatmayan
Biyig'na pala batmayan
Porsuk ardindan yetmeyen
Ceylana erisir oldu

Evlerinin önü yazi
Yayilir turnasi kazi
Yasina yetmedik kuzu
Koç ile vurusur oldu

Gevheri der isler hata
Katirlar baskindir ata
Olur olmaz maslahata
Çocuklar karisir oldu

Aşık Gevheri - Gidelim (Tazelendi Alem)

Tazelendi alem nevbahar oldu
Gel efendim Sam'a dogru gidelim
Açildi her taraf sebzezar oldu
Gel efendin Sam'a dogru gidelim

Tîg-i gam vurarak hasmini hakla
Okunu düsmanin bagrinda sakla
Küheylan at ile kargi mizrakla
Gel efendim Sam'a dogru gidelim

Andelipsiz bagda hem gülsen olmaz
Gönüller gamliysa asla sen olmaz
Bu diyarlar bana hem mesken olmaz
Gel efendim Sam'a dogru gidelim

Is edelim mest-i müdam olunca
Çamlibel'de çay kenari bulunca
Eglenelim uz-i kasim gelince
Gel efendim Sam'a dogru gidelim

Bilelim efendim ask-i giriftar
Amma ara yerde olmaya agyar
Bir Gevheri bir sen bir de hizmetkar
Gel efendim Sam'a dogru gidelim

Aşık Gevheri - Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber

Ela gözlerini sevdigim dilber
Salinip geldigin yolar ögünsün
Ne güzel yaratmis seni Yaradan
Ince belin saran kollar ögünsün

Aman hey eglencem gel yine aman
Yok mudur zerrece gögsünde iman
Soyunup koynuna girdigim zaman
Ol sinem üstünde eller ögünsün

Bir melek nesli mi vardir soyunda
Hak nazarim kaldi selvi boyunda
Ol günlerde bahar bayram ayinda
Üstüne gölge olan dallar ögünsün

Gevheri yarimin akrani yoktur
Var yürü yüzüne perdeler döktür
Kaslarin kemandir kiprigin oktur
Züfüne dokunan yeller ögünsün

Aşık Gevheri - Gelsin (Bizden Selam Olsun)

Bizden selam olsun gül yüzlü yare
Salinip sevdigim baglara gelsin
Severim dilberi elde ne çare
Yürekte eriyen yaglara gelsin

Sevda derler bir acayip dengim var
Güzeller giyecek sali rengim var
Bugün benim adüvlerle cengim var
Kiliçlar bilensin zaglara gelsin

Ne kadar cevretse sikayet etmem
Öperim koçarim hiyanet etmem
Canim sende iken feragat etmem
Isterse gerdanim aglara gelsin

Gevheri baglanmis bir özge eda
Elinde tespihi dilinde hüda
Dellal-i muhabbet eylemis nida
Mecnunum olanlar daglara gelsin

Aşık Gevheri - Dedim Dilber Cemalin Eyle Ayan

Dedim dilber cemalin eyle ayan
Dedi asik misin ya ne sorarsin
Dedim kaküllerin olmus perisan
Dedi olmus ise sen mi tararsin

Dedim cana yeter çektim hicranin
Dedi hiç gögsünde yok mu imanin
Dedim eller sarar ince miyanin
Dedi elem çekme sen de sararsin

Dedim lebin sükker midir bal midir
Dedi bana edecegin al midir
Dedim benden gayri soran var midir
Dedi var mi yok mu sonra duyarsin

Dedim ask ile yandi bu can ü ten
Dedi seni vaslimla ederim sen
Dedim Gevheri'ye hercayisin sen
Dedi bencileyin sen çok ararsin

Aşık Gevheri - Bulunmaz

Gönlümüz baglandi zülfün teline
Alinmaz gözleri mestim alinmaz
Sencileyin cevredici kuluna
Bulunmaz gözleri mestim bulunmaz

Karismasin kimse benim karima
Rahmetmesin gören ah u zarima
Huda takdir etmis yazmis serime
Silinmez gözleri mestim silinmez

Düstüm ateslere durmaz yanarim
Içip askin dolusuna kanarim
Müskül isi ululara sorarim
Bilinmez gözleri mestim bilinmez

Hasretinle her dem bagrim deliktir
Kül oldu vücudum sehri yaniktir
Cümle yollar bagli hem karanliktir
Gelinmez gözleri mestim gelinmez

Gevheri der yoktur derdime çare
Onulmadi gitti sinemde yare
Gönül bir sahindir her bir sikare
Salinmaz gözleri mestim salinmaz

Aşık Gevheri - Bugün Ben Bir Güzel Gördüm

Bugün ben bir güzel gördüm
Hilal kasi keman olmus
Dili bülbül saçi sümbül
Yanagi erguvan olmus

Dedim dilber ne aglarsin
Sabah aksam ne inlersin
Asik gibi ne söylersin
Gözün yasi revan olmus

Gonca gülün açilmakta
Hal-i hindu saçilmakta
Hep dilberler kocalmakta
Senin vasfin civan olmus

Gevheri' yim sözüm haktir
Methedecek yerin çoktur
Dilberlerde vefa yoktur
Bildim ahiri kan olmus

Aşık Gevheri - Bugün Ben Bir Bağa Girdim

Bugün ben bir baga girdim
Ne bag duydu ne bagbanci
Gülün seftalisin derdim
Ne bag duydu ne bagbanci

Bagin duvarindan astim
Kirmizi gülüne kostum
Öptüm sardim helallastim
Ne bag duydu ne bagbanci

Bagin kapusunu açtim
Sanasin cennete düstüm
Doldurdum badesin içtim
Ne bag duydu ne bagbanci

Seherin tan yeri atti
Bülbül elvan elvan atti
Gevheri yükünü tuttu
Ne bag duydu ne bagbanci

Aşık Gevheri - Bir Yara Sebep

Bu sinemde yaralarim sizilar
Gül bagrim eziktir bir yara sebep
Her gelen de bizi odlara yakar
Budur ahvalimiz bir yara sebep

Güzeller içinde gayet güzelsin
Salinma karsimda bagrim ezersin
Bana derler niye melül gezersin
Dedim yaraliyam bir yara sebep

Gevheri'yim ask kitabin açarim
Her açtikça kanli yaslar saçarim
Yar elinden agu gelse içerim
Koy desinler ölmüs bir yara sebep

Aşık Gevheri - Başına Bir Hal Gelirse

Basina bir hal gelirse
Daglara gel baglara gel
Seni saklar vermez ele
Daglara gel baglara gel

Bu canim aska cinseli
Ask odu ile piseli
Yesil daglar menevseli
Daglara gel baglara gel

Rakibe miktarin bildir
Yanina civanlar uydur
Zamane dostundan yegdir
Daglara gel baglara gel

Gevheri düsmüs dillere
Diyar-i gurbet illere
Billahi vermem ellere
Daglara gel baglara gel

Aşık Gevheri - Ala Gözlü Nazlı Dilber

Ala gözlü nazli dilber
Seni kandan sakinirim
Kandan degil hey efendim
Seni candan sakinirim

O yana bu yana bakma
Beni ateslere yakma
Elini koynuna sokma
Seni senden sakinirim

Gevheri der ben bir merdim
Yüregimden çikmaz derdim
Sen bir kuzu ben bir kurdum
Seni benden sakinirim

Aşık Gevheri - Ah Elinden Zülf-i Kemendim

Ah elinden zülf-i kemendim benim
Müjen urdu sinem yaralandi gel
Güzel basin içün aglatma beni
Dilber gam basimdan aralandi gel

Gamdan hasar oldu mekanim yurdum
Isidüp avazim dinlemez virdim
Bir degil bes degil on degil derdim
Yaralar bas verdi siralandi gel

Aceb gafil midir gelür mü Leyla
Bu gam bu kasavet kalur mu böyle
Çok tuz ekmek yedik gel helal eyle
Bu garibin gönlü zarelendi gel

Gevheri yar gelür haftada ayda
Sevüp ayrilmasi vermeyor fayda
Basim yastiktadir gözlerim yolda
Gözümün beyazi karalandi gel

Aşık Gedayi - Şimdi (Dilber Bana)

Dilber bana sitem etme
Gayet zayıf kulun şimdi
Çıkıp yadlar ile gitme
Katı sarptır yolun şimdi

Kayaları deldi Ferhad
Garip bülbül eder feryad
Kail misin gezem naşad
Mucnun'uyum çölün şimdi

Eğnimdedir şalım postum
Gayet candan sana küstüm
Layık mıdır benim dostum
Rakip derer gülün şimdi

Goncasın hublar içinde
Aşkın vardır birkaçında
Cümle aşıklar içinde
Kul Geda'dır kulun şimdi

Aşık Gedayi - Sevdiğim Elemin Nedir

Görüp beni ne çatarsın kaşını
Bileyim sevdiğim elemin nedir
Çeşmi giryanımdan akan yaşını
Sileyim sevdiğim elemin nedir

Girm'efendim aşıkların kanına
Varma kafir rakiplerin yanına
Hasretinle her dem aşk ummanına
Dalayım sevdiğim elemin nedir

Akan çeşmim yaşı hem döndü sele
Tiği gamzen dertli sinemiz dele
Ağladıkça ağlayıp güldükçe güle
Bilmeyim sevdiğim elemin nedir

Gedayi komadı sözünde noksan
Derdiment aşıkın haline baksan
Dilersen yolunda hak ile yeksen
Olayım sevdiğim elemin nedir

Aşık Gedayi - Seher Yeli (Sanadır Niyazım)

Sanadır niyazım derunu dilden
Mevla'nın aşkına dur seher yeli
Çıkarmış mı beni yarim gönülden
Varınca divana sor seher yeli

Aşıksın aşıkın gönlün alırsın
Gönlün alıp hem teselli verirsin
Mekke'den ya Medine'den gelirsin
Hak seni yaratmış nur seher yeli

Kan ağlar Gedayi kalmadı mecal
Olmuşum hicr ile ben menendi hal
Göz yaşıyla yazdırmışım arzuhal
Öp elin canana ver seher yeli

Aşık Gedayi - Sefa Geldin (Kadem Bastı)

Kadem bastı gönül tahtı
A sultanım sefa geldin
Dil-i pür-ü reng-ü tabım
Derde derman sefa geldin

Gel ey dilber-i al-i şan
Çün sensin Hüsrev-i devran
Sana ben hep olam hayran
Benim canım sefa geldin

Gel ey dilberlerin şahi
Melahat burcunun mahi
Geda'nın hali nigahi
Sorup şahım sefa geldin

Aşık Gedayi - Gel A Nazlım Bizim Bağda

Gel a nazlım bizim bağda derelim
Lalesinden sümbülünden gülünden
Senin ile anda meclis kuralım
Sakisinden makisinden mülünden

Bu derdime çare bilmem neyleyim
Kande gider isem methin eyleyim
Başım alup bilmem kande gideyim
Rakiplerin siteminden dilinden

Acep ol yar el sözün uyar mı
Helak edip bendesine kıyar mı
Meğer insan bakmak ile doyar mı
Cemalinden cenabından elinden

Gedayi ol maşuk yüksek uçmasın
Rakiplerin dolusundan içmesin
Lütfeylesin kerem kanı geçmesin
Bendesinden gedasından kulundan

Aşık Gedayi - Gamzen Tiri İle Kaşların Keman

Gamzen tiri ile kaşları keman
Bu dertli sinemi delmek yol mudur
Yok mudur göğsünde din ile iman
Bedeni ferya da salmak yol mudur

Eşiğinde mesken tutar kalırım
Ol rakipten intikamım alırım
Ağa yollum seni benim bilirim
Varıp ellere yar olmak yol mudur

Nasihattır tut guşünü sözüme
Şikar eksik olmaz yavru bazıma
Tenhada gördüğün vakit yüzüme
Hercailik edip gülmek yol mudur

Her kaçan gördükçe sen yüzü mahı
Zayi olur gider aklım billahi
Der Gedayi be hey hubların şahı
Sende hak nazarım kalmak yol mudur

Aşık Gedayi - Düştüm (Gedayi Koşması)

Daim akmaktadır çeşmimin yaşı
Garip bülbül gibi güllere düştüm
Öldürün rakibi sevabı çoktur
Güzel sevdi deyu dillere düştüm

Coşkun sular gibi çağlar akarken
Bülbülü çoğalmış güle bakarken
Dahi açılmadık güller kokarken
Gül kıymetin bilmez ellere düştüm

Hokkadır ağızın incidir dişin
Bulunmaz alemde akranın eşin
Bir çift ceran idim aldırdım eşim
Garip turna gibi çöllere düştüm

Hüma gibi gökte pervaz ederken
Alçağa inmeğe ben naz ederken
Bu felekten sefa niyaz ederken
Cefası çoğalmış kullara düştüm

Arayıp gezerim o mehlikayı
Gönlüm aldı da gitti havayı
Felek gurbetlere attı Gedayı
Kadri bilinmedik illere düştüm

Aşık Gedayi - Bunca Aşıkları Sevdaya Saldı

Bunca aşıkları sevdaya saldı
Hak cemaı-i paki dilbere verdi
Biçare bülbüller hayrette kaldı
Reng-i nıhsarını güllere verdi

Sevda çekip gözden dökenler pürnem
Hubb-i aşkı canandır Allah-ü alem
Nur-i Nübüvveti cümleden akdem
Taala Hazret-i Server'e verdi

Bağ-ı Nübüvvete halk etti bir gül
Sırrını anlamak bir nice müşkül
Eyledi Şeh-süvar göründü
Düldül Seyf-i zülfikarı Hayder'e verdi

Her derde sabr-eden olur imiş er
Razıyım Eyyüb'den olursam beter
Sabrım miftahını Şah-ı erenler
Ta ezelden Gedayi kemtere verdi

Aşık Gedayi - Bir Gün (Deli Gönül)

Deli gönül melul olma
Giden maral gelir bir gün
Kendine gel helak bulma
Ko yıl tamam gelir bir gün

Sinem oldu hezer pare
Bulunmaz derdime çare
Name yaz görder ol yare
Merhamete gelir bir gün

Bu sözlerin manası ne
Aferin merdanesine
Derdimendin hanesine
Teferrüce gelir bir gün

Rakibin gönlü gümanda
Sevdam var kaşı kemanda
Geda'ya yakın zamanda
Meram içre gelir bir gün

Aşık Gedayi - Beni Mecruh Etti

Beni mecruh etti hançer-i bürran
İki didelerim kanlı yaş döker
Rahmedip rize-i elmas her zaman
Gelir zahm-ı dile kalem kaş diker

Her dem bana ol şuh etmek ister naz
Bu pazarın zararı çok karı az
Emsali bulunmaz rengi alınmaz
Vade-i vaslında ne kumaş diker

Gedai aleme bildirdin beni
Bütün halk-ı dehre güldürdün beni
Ecelimden evvel öldürdün beni
Hayatımda mezarıma taş diker

Aşık Gedayi - Ah u Feryat Eder Gülün Dalında

Ah u feryat eder gülün dalında
Bülbülün feryadı zarı vatandır
Derd ü hasret koymuş kendi halinde
Her garibin öz efkarı vatandır

Beni gurbet ele düşürdü kısmet
Ne tükenmez hasret bu nasıl kısmet
Kimseye yar olmaz diyar-ı gurbet
Herkesin sevdiği yarı vatandır

Gedai gurbete düşse bir insan
Gitmez hayalinden vuslatı cinan
Yeri gülşen olsa gülse her zaman
Fikri zikri yine dar-ı vatandır

Aşık Garip - Yok Benim (Başım Alıp Çıktım)

Başım alıp çıktım gurbet ellere
Ağlarım sızların kimsem yok benim
Garip oldum düştüm dilden dillere
Ağlarım sızların kimsem yok benim

Genç yaşımda terk eyledim vatanı
Arayan soran yok çölde yatanı
Arıyorum anam bacım atamı
Ağlarım sızların kimsem yok benim

Yeddi yıldır oldum Halep şaşkını
Atamadım Şah Sanem'in aşkını
Yarenler bu gönül vatan düşkünü
Ağlarım sızların kimsem yok benim

Aşık Garip yanık yanık söylersin
İner aşkın deryasını boylarsın
Hakk seni devletle daim eylesin
Ağlarım sızların kimsem yok benim

Aşık Garip - Halep Şehri (İşte Geldim)

İşte geldim gidiyorum
Şen kalasın Halep şehri
Çok nan ü nimetin yedim
Helal eyle Halep şehri

Sana derler Arabistan
Güzellerin çeşm-i mestan
Yeni haber geldi dosttan
Durmak olmaz Halep şehri

Çok garipler sana gelir
Gelir de eğlenir kalır
Her kişi muradın alır
Şen kalasın Halep şehri

Aşık Garip düştü yola
Hızır yardımcısı ola
Gözüme göründü sıla
Şen olasın Halep şehri

Aşık Garip - Gideyim (Name Geldi Vatanımdan)

Name geldi vatanımdan
Vakti varayım gideyim
Kanlı yaşlar gözlerimden
Aktı varayım gideyim

Ol mürüvvet kerem hani
Kuluna çoktur ihsanı
Gurbet elin kahrı beni
Yaktı varayım gideyim

Bendoldum kanlı zalime
Asla rahmetmez halime
Yedi yıldır yar yoluma
Baktı varayım gideyim

Aşık Garip bilir kendin
Yiğit olan döker kanın
Felek boynuma kemendin
Taktı varayım gideyim

Aşık Garip - Geldim (Dünen Akşam Gece)

Dünen akşam gece Halep şehrinde
Mısır piyalesin içtim de geldim
Yetirdim yetiştir bir Şahsuvara
Allah ganat verdi uçtum da geldim

Dalımı verdim ben taşa karaya
Garipler ağası yetti haraya
Fırat çayı gelip düştü araya
Kırata binince geçtim de geldim

Halep'de dinledim ezan sesini
Erzurum'da kıldım gün ortasını
İkindide buldum serhat Garsı'nı
Orda seccademi açtım da geldim

Hızır İlyas bulur Garip gezeni
Mevlam şad eylesin böyle düzeni
Tiflis'te okunur akşam ezanı
Ben ulu vatanı seçtim de geldim

Akşam karanlığı geldim hanama
Demedim sırrımı bacı anama
Aşkın hançerini vurdum sineme
Yürek yaralım açtım da geldim

Erenlerin eli elim tutmuştu
Aşınalar dostlar hep unutmuştu
Eşittim Mehri'ni gelin etmişti
Halepten üç vakte geçtim de geldim

Bir el verin o yar girsin oyuna
Ben kurbanım endamına boyuna
Garib'im yetiştim yarin toyuna
Bu tatlı canımdan geçtim de geldim

Aşık Garip - Garibin (Gurbet Elde)

Gurbet elde baş yastığa gelende
Gayet yaman olur işi garibin
Gelen olmaz giden olmaz yanına
Akar gözlerinin yaşı garibin

Lanet olsun gurbet elin adına
Hiç doyulmaz muhabbetin tadına
Hısım akrabası düşer yadına
Bir yol ağrıyınca başı garibin

Garip nere varsa karadır yüzü
Nemlidir yakası yaşlıdır gözü
Aşikar edemez gizlidir sözü
Bir yere gelince başı garibin

Gurbet elde garip kimdir bilmezler
Ağlayınca çeşm-i yaşın silmezler
Garip halin nedir deyi sormazlar
Bulunmaz yareni eşi garibin

Aşık Garip gözlerinden yaş döker
Anam yoktur yaka yırtıp yaş döker
Nişanlım yok mezarıma taş diker
Bir çalıdır mezar taşı garibin

Aşık Garip - Dinleyin Ağalar (Tebriz)

Dinleyin ağalar tarif edeyim
Açılır baharda gülü Tebriz'in
Düğünde bayramda atlas giyerler
Bozulmaz yeşili alı Tebriz'in

Tebriz'in etrafı dağdır meşedir
İçinde oturan beydir paşadır
Sekiz bin mahalle yüz bin köşedir
Çarşısı pazarı yolu Tebriz'in

Pehlivanlar kispet giyer yağlanır
Cümle bezirganlar anda eğlenir
Üç yüz altmış yükü birden bağlanır
Elden ele gezer mali Tebriz'in

Erenler dolusun içip gelmişsin
Aşkın deryasını geçip gelmişsin
Aşık Garip vatan methin etmişsin
Benim imdi Rüstem Zal'ı Tebriz'in

Aşık Garip - Beni (Bir Söz İle Ben Tuzağa)

Bir söz ile ben tuzağa tutuldum
Bu garip illerde yaktı nar beni
Hasretin narına yandım kül oldum
Ahu gözlüm ne haldeyim gör beni

Ne sabra takat var ne dizde mecal
Gönül Mecnun olmuş Leylasın arar
Vazgeçersem seni yad eller sarar
Görünce abdal eyledi yar beni

Aşık Garip gönüllerin uğrusu
Geçmez imiş bu sevdanın ağrısı
Sana ben söyleyim sözün doğrusu
Al sevdiğim gel sinene sar beni

Aşık Garip - Arzulayıp Geldim Gurbet Eline

Arzulayıp geldim gurbet eline
Ağlarım sızlarım kimsem yok benim
Yazık oldu düştüm elin diline
Ağlarım sızlarım kimsem yok benim

Genç yaşımda terkeyledim vatanı
Gayet ile zayıf oldu bu tenim
Şimdi bu beldedir benim meskenim
Ağlarım sızlarım kimsem yok benim

Aşık Garip yanık yanık söylersin
İnip aşkın deryasını boylarsın
Hakkın devletinde daim eylesin
Ağlarım sızlarım kimsem yok benim

Aşık Figani - Vardır (Neyleyip Ağlarsın)

Neyleyip ağlarsın ey deli gönül
Elbet ağlamanın gülmesi vardır
Adüvve intikam kalır mı sandın
Kişi ettiğini bulması vardır

Bu bir ince sözdür söylenir ezel
Dilber akça ister söylenmez gazel
Zengince aşığı bulunca güzel
Züğürdü dağlara salması vardır

Bu bir ince sözdür inceden ince
Bülbül feryat eder gülü görünce
Bir güzelin kendi gönlü olunca
Eşini arayıp bulması vardır

Ey Figani kendini yorma sakın
Her dem adüvlerin ölmesi yakın
Her yüze güleni dost sanma sakın
Herkesin bir yüze gülmesi vardır

Aşık Figani - Üç Elli Dört Elli Geldi Geçiyor

Üç elli dört elli geldi geçiyor
İkbalin kevkebi utmadı (?) gitti
(***)
(***)

Şu dünyaya geldim çileler çektim
Beyhude yerlere çok tohum ektim
Gönül gülşanına fideler diktim
Ne hikmet meyvası bitmedi gitti

Kavun ektim muhtaç oldum keleğe
Figani' yim durdum Hakka dileğe
Kaderimce çok yalvardım feleğe
İnat etti sözüm tutmadı gitti

Aşık Figani - Tahrir Mektebinde Bir Güzel

Tahrir mektebinde bir güzel gördüm
Payesin izzette yekta yazarlar
Nasıl zat-ı şerif aslına erdim
Saadette ol bi hemta yazarlar

Ancak budur mahbublara sergerde
Naz ü nezakette peyrev her yerde
Aşıklar ah eder gördüğü yerde
Şeftalisin derde şifa yazarlar

Görmedim sen gibi şüh-ı cihanı
Emsalin bulunmaz Yusuf-ı Sani
İsmin beyan etme Aşık Figani
İmzalarda (ayın mim ra) yazarlar

Aşık Figani - Şükür (Ömrüm Ahir Oldu)

Ömrüm ahir oldu gurbette mevla
Ruhuma verdiğin himmete şükür
Kuşe-i hanlarda bi-kesim amma
Tecelli babında hikmete şükür

Bir hayır amel yok pür günahkarım
Gufran-ı Gafur'dur gani settarım
Adem halkeylemiş perverdigarım
Bizlere verdiğin nimete şükür

Kudretinden bizi bina eylerniş
Aklı fikri hayır ata eylemiş
Kuran aziminde sena eylemiş
Vel kadd-i keremna ayete şükür

Figani ismiyle bab-ı gaflette
Gahi sefahatte gahi mihnette
Hemi elemlerde dam-ı gurbette
Basr-ı kanaatle vahdete şükür

Aşık Figani - Şunda Üç Dilbere

Şunda üç dilbere gönül düşürdüm
Biri esmer bir beyaz biri al
Pervaneler gibi ciğer pişirdim
Biri sümbül birisi gül biri dal

Birinin cemali bedirlenmiş ay
Birinin kaşları kurulu ok yay
Birinin benleri aklım aldı hay
Biri Behram biri Hamza biri Zal

Birinin ruyleri gülşen-i ziynet
Biri vişne kiraz Kevser-i şerbet
Biri hakikatte meyva-i cennet
Biri halip biri sükker biri bal

Boy bos yosma fidan üçü bir akran
Nazardan saklasın hazreti süphan
Hak-i paylerinde Figani kurban
Onlar can almaya olmuş kabzımal

Aşık Figani - Senden Bana Cefa Olmaz

Senden bana cefa olmaz hünkarım
Senin ettiklerin nazdır efendim
Sensin bu alemde devlet-i varım
Sana bu edalar azdır efendim

Kerem eyle girme benim kanıma
Hizmetkar olayım sen sultanıma
İstersen bir lale tak gerdanıma
İratsız kul deyü gezdir efendim

Kıyamette yakandadır ellerim
Huzurunda asla dönmez dillerim
Kendi elin ile bu gazellerim
Altun hat misk ile yazdır efendim

Kısmet olup şu Bartın'da kalırsam
Huzurunda kul olduğum bilirsem
Figani ismiyle şunda kalırsam
Elinle mezarım kazdır efendim

Aşık Figani - Olur Mu (Kamil Olan Kelamından)

Kamil olan kelamından bellidir
Lisanından hata sadır olur mu
Mümin olan cemalinden bellidir
Rıza kapusunda zacir olur mu

Aslı mülevvesi ahkama koysan
Harir atlas güzel endama koysan
Acaib bir kelpi hamama koysan
Bin kerre yıkanmakla tahir olur mu

Mürşid-i kamilden destur almayan
Ey Figani Hak yoluna gitmeyen
Üstad-ı kamile hizmet etmeyen
Feraiz bilmekle şair olur mu

Aşık Figani - Ne Bilsin (Evvel Özün Sözün)

Evvel özün sözün bilmeyen adem
İtibarı rezaleti ne bilsin
Bunları bilmeyen cahildir madem
Namus gayret hacaleti ne bilsin

Hakkı bilmez inat eder daima
Her sözünde ifsat eder daima
Muannitlik icat eder daima
Südü bozuk kemalatı ne bilsin

Ey Figani ne halettir derseler
Asıl nesil cibilliyet sorsalar
Sonradan görmüşe üç tuğ verseler
Göreneksiz adaleti ne bilsin

Aşık Figani - Nazlı Yare Halim İfade Eyledim

Nazlı yare halim ifade eyledim
Kaş edip hışm ile baktı sevdiğim
Geçip karşısında feryat eyledim
Kemendin boynuma taktı sevdiğim

Bana rahm etmedi nazlı didarım
Zerrece kalmadı sabra kararım
Tutuştu vücudum söyünmez nârım
Çaresiz ateşe yaktı sevdiğim

Figani neylesin bu sevda ile
Nic'olur ahvalim bivefa ile
Bir buse bahşetti bin cefa ile
Onu da başıma kaktı sevdiğim

Aşık Figani - Nazlı Dilber Düştüm Hakipayine

Nazlı dilber düştüm hakipayine
Huzurunda iki yüzüm yerde ben
Bir merhamet eyle akl-ı zayie
Duçar oldum çaresi yok derde ben

Sana her veçhile öz canım dedim
Her derdime derman Lokman'ım dedim
Nazargahım şahım sultanım dedim
Minnet etmem senden başka ferde ben

Figani kul sana layık ararsan
Cemal-ı pakine yanık ararsan
Yolunda can veren sadık ararsan
Yazılmış defterinde sende ben

Aşık Figani - Giyersin Eğnine Çul Yavaş Yavaş

Beğenip geymezsin gül-ü pirheni
Giyersin eğnine çul yavaş yavaş
Ey gönül bu aşkla bu sevda seni
Eder muhanete kul yavaş yavaş

Gönül geçe nasihatla her demin
Muhanet babına basma kademin
Emsaliye konuşmayan adamın
Olur altın ismi pul yavaş yavaş

Soyunup libası gezdim üryani
Yedi iklim çar köşe-i devrani
Yılın vakti geçti Baba Figani
Ara kısmetini bul yavaş yavaş

Aşık Figani - Ey Gönül Aklını Başına Cem Et

Ey gönül aklını başına cem et
Dünyada ukbada ticaret eyle
Cihan zıll-ı hayal derdine em et
Ölmeden öl kabrin ziyaret eyle

Dost derdine düşüp sinesi çak ol
Sür yüzün yerlere hâk ile hak ol
Suretin gözetme siretin pak ol
İçerden içeri taharet eyle

Figani alemde tab'ı halim ol
Mesaini fark et adem fehim ol
Vicdanını gözet kalb-i selim ol
Filin günahına kefalet eyle

Aşık Figani - Dünyaya Geldim Geleli

Gülmedim dünyaya geldim geleli
Ne kara yazılı garip başım var
Ben kendimi bilip aklım ereli
Akar gözlerimden kanlı yaşım var

Ezelden talihim böyle çalınmış
Anasır gömleğim gamdan alınmış
Rahm-i maderimden temel çatılmış
Sanmayın sonradan benim aşım var

Fakir zahmetinden yaram sızılar
Talihim benim işte bu yazılar
Yiyecek bekliyor evde kuzular
Bir iki üç tane kalem kaşım var

Yalnız ve biçare hasret kalırsam
Ecel şerbetinden lezzet alırsam
Figani'yim gurbet elde ölürsem
Tarihi bilirsiz mezar taşım var

Aşık Figani - Dilber Atma Gamzen Okun

Dilber atma gamzen okun
Ta tenimden cane geçti
Tığ-ı müjganını sakın
Sinem üzre kane geçti

Kakülün kavs-i anber
Benzer giysuların ejder
Devşir zülüflerin dilber
Dökülüp gerdane geçti

Aklımı başımdan aldın
Ser'imi sevdaya saldın
Bağ-ı ruhsarında virdin
Açılmış gülşane geçti

Şüphesiz bir melek sima
Yeryüzünde olmuş peyda
Hüsnün güzellikte yekta
Yusuf'u Kenane geçti

Didim ki ey kerem kani
Yeter cevreyledin beni
Figani ahı giryani
Çıkup asumane geçti

Aşık Figani - Bu Alemde Uymaz Gönül Gönüle

Bu alemde uymaz gönül gönüle
Her gönülde guna guna hal olur
Eğer akil isen değme gönüle
Gönüle dökülen payimal olur

Dana olan dönmez ikrar yolundan
Kem kelam çıkar mı kamil dilinden
Kötü söz kalp akçe nice lebinden
Sonra varır sahibine mal olur

Er olana lazım olan hoş haldir
Nazar kıl gözünden perdeyi kaldır
Fikreyle Figani alem hayaldir
Elbet bir kemalde zeval olur

Aşık Figani - Bir Güzel Geliyor Karşının Çaydan

Bir güzel geliyor karşının çaydan
Ta ezelden güzel çıkar bu soydan
Sanki kopup gelmiş gökteki aydan
Salınıp karşıma çıktı bir güzel

Kara sevda ile geçiyor ömrüm
Dalımda ötmüyor bülbülüm kumrum
Böyle bir güzel de bana yaz Tanrım
Salınıp karşıma çıktı bir güzel

Sordum kimsen yok mu dedi başım var
Dedim ol nişanlım dedi işim var
Dedim gel benim ol dedi eşim var
Salınıp karşıma çıktı bir güzel

Figani'yim gayrı ümit mi kaldı
Kirpikler süzüldü gözleri baldı
Yüzüne bakınca aklımı aldı
Salınıp karşıma çıktı bir güzel

Aşık Figani - Bir Dileğim Var (Kardaş)

Bir dileğim var ki yüce mevladan
Hikmetine karşı durulmaz kardaş
Bizi esirgesin dertten beladan
Bela gelir iken görülmez kardaş

Sakın benim sanmayasın bu hanı
Toplum aynasında kendini tanı
Seversen mevlayı incitme canı
Bu hakkın binası yıkılmaz kardaş

Öz nurunu gerçek dosta avuttur
Sen kendini insanlığa eğittir
Her nereye varsa yiğit yiğittir
Yiğidin mekanı sorulmaz kardaş

Figani'yim cismin yüksek kaldırma
El alemi sen kendine güldürme
Adem isen kardeşine öldürme
O senin kardaşın vurulmaz kardaş

Aşık Figani - Bezm-i Muhabbette

Bezm-i muhabbette lezzet arayan
İşitip her sözü aldırmamalı
Kemal-i kadrinde rif'at arayan
Kimseyi zemmedip daldırmamalı

Er odur ki er merkezin bilmeli
Kendin fehmeyleyip özün bilmeli
Olduğu mecliste sözün bilmeli
Cevherini taşa çaldırmamalı

Figani alemi seyran demişler
Bu dünyanın sonu viran demişler
El haya ü min'el-iman demişler
Hicap perdesini kaldırmamalı

Aşık Figani - Beni Taştan Taşa Çaldın

Diyar-ı gurbette ömrüm hay ettin
Beni taştan taşa çaldın ey felek
Hasret dağlarıyla canıma yettin
Ateş-i hicrana saldın ey felek

Nic'oldu bu kadar ekrem-i server
Hamza sahip-zaman Rüstem-i ejder
Süleyman-ı Nuşirevan İskender
Topundan intikam aldın ey felek

Dağdağaya saldın devr-i zamanı
Batırdın zemine çok kahramanı
Dalalette koydun Aşık Figani
Sen de dalalette kaldın ey felek

Aşık Ferrahi - Severim (Renk Renk Olmuş)

Renk renk olmuş dağlar çiçekler açmış
Maviyi yeşili alı severim
Her aşık kendine bir çiçek seçmiş
Nergisi zambağı fulu severim

Ta ezelden ateş düştü özüme
Boyun büktüm boyun kara yazıma
Dert yanarım benim ortak sazıma
Dertli dertli öten teli severim

İhsan eyle mevlam herşeyin boldur
Hakikat tarikat marifet yoldur
Sana giden yolda sen bizi öldür
Dosdoğru görünen yolu severim

Asır döner ben bu asra uyamam
Derdim çoktur hesap edip sayamam
Bütün bu aleme kötü diyemem
Hakka kulluk eden kulu severim

Unutamam ben de yüce hüdamı
Kuru yavan vermiş benim gıdamı
Der Ferrahi pirden aldım gıdamı
Hakiki badeyi dolu severim

Aşık Ferrahi - Sakın Sen (Eminem)

Eminem buradan ben gider oldum
Başkasına meyil verme sakın sen
Sen için ağladım sarardım soldum
Ağlayıp gönlünü yorma sakın sen

Gelirim inşallah yolumu gözle
Anlatırım sana sözümü sazla
Söylediğim sözü kalbinde gizle
Bu sırrı ortaya verme sakın sen

Münafık insanın sözüne uyup
Bana nispet gezme alları giyip
Üzülürüm sonra bulan duyup
Olur olmaz yere varma sakın sen

Varam ben de gezem şu gurbet eli
Ya akıl olurum yahut ki deli
Elin bahçesinden yabani gülü
Mevlayı seversen derme sakın en

Ferrahi der ki ne ver bana izin
Eminem ağlama dağlandı özüm
Kem gözlerden sakın pejmürde gezin
Dağıt saçlarını örme sakın sen

Aşık Ferrahi - Neyleyim Gönül Senin Elinden

Ah neyleyim gönül senin elinden
Her zaman ağladım gülemem gayri
Ben bıktım usandım elin dilinden
Terkettim sılayı dönemem gayrı

Gönül ben sırrına eremedim ki
Gonca gonca güller deremedim ki
Arz' ettiğim yari göremedim ki
Aylar yıllar geçti göremem gayrı

Der Ferrahi yandım yar ateşine
Neler gelir gariplerin başına
Ağlayarak gelme mezar taşıma
Uyanıp da sana gülemem gayrı

Aşık Ferrahi - Lale Sümbül Bağına

Lale sümbül bağına
Çıksam yarin dağına (Vay beni)
Melhemi bende bende
Sürsem yürek dağına (Vay beni)

Haydi naylem gel beri
Çok severim ben seni vay beni

Yarim göl olmuş kokar
Göğsüne güller takar (Vay beni)
Ben naylemi almazsam
Ölsem de gözüm bahar (Vay beni)

Haydi naylem gel beri
Çok severim ben seni vay beni

Der Ferrahi neyleyim
Dilim durmaz söyleyim (Vay beni)
Göğsün Tekir yaylası
Ben orada yaylayım (Vay beni)

Haydi naylem gel beri
Çok severim ben seni vay beni

Aşık Ferrahi - Ela Gözlü Nazlı Yari

Ela gözlü nazlı yari
Görem dedim göremedim
Boş kalmıştır kavil yeri
Varam dedim varamadım

Gönlümün gülü nerede
Engeller durmaz arada
Emine'yle ben murada
Erem dedim eremedim

Şeker kaymak tatlı dili
Kınalamış nazik eli
Koynundaki gonca gülü
Derem dedim deremedim

Şahinim yok çıkam ava
Ne yaptımsa aldım hava
Kuşlar gibi ben bir yuva
Kuram dedim kuramadım

Gel derdini bana anlat
Ben kimlere edem minnet
Dediler ki bağın cennet
Girem dedim giremedim

Mehmet Ali asıl adım
Ferrahi'yi pirle kodum
Gurbet elden dönem dedim
Duram dedim duramadım

Arzu da yaktı Kamber'i
N'olur biraz gelsin beri
Feleğin çelik çemberi
Kıram dedim kıramadım

Nazlı yari getirip de
Yanı yana oturup da
Kollarıma yatırıp da
Saram dedim saramadım

Uzak bir menzile vardım
Hem ağladım hemi durdum
Karışık bir rüya gördüm
Yoram dedim yoramadım

Yükün aldı yine kervan
Gönül sen de boşa kıvran
Emine'yle dem-i devran
Sürem dedim süremedim

Aşık Ferrahi - Bu Dünyayı Baştan Başa

Bu dünyayı baştan başa
Gezem dedim gezemedim
Başım vurdum taştan taşa
Ezem dedim ezemedim

Dünya serbest serin imiş
Hakikat yar şirin imiş
Aşk ummanı derin imiş
Yüzem dedim yüzemedim

Gözümden döküldü ferler
Aşık olan deli derler
Çözülmüyor gizli sırlar
Çözetn dedim çözemedim

Tuttum onun yalanını
Eder birgün talanını
Yalan dünya planını
Çizem dedim çizemedim

Yarla kurdum pazarımı
Kayıp ettim hezarımı
Der Ferrahi mezarımı
Kazam dedim kazamadım

Aşık Ferrahi - Ben Oldum (Yarab Bilmem)

Yarab bilmem nedir benim çektiğim
Dert elem içinde yanan ben oldum
Huzuruna geçip dizim çöktüğüm
Akılsız Mecnun'a dönen ben oldum

Mevlam beni verdin dillerden dile
Çevirdin yönümü şu gurbet ele
Yarin bahçesinde konarken güle
Virane yerlere konan ben oldum

Bu sonsuz hayatın sonu ne olur
Nere gitsem elem hep beni bulur
Halime acısan Allahım n'olur
Aşkın deryasına inen ben oldum

Yazılmış günahım sütun sütuna
Yüzüm kara nasıl gelem katına
Aşkın çok süratli eşkin atına
Tereddüt etmeden binen ben oldum

Der Ferrahi yarab işim düzele
Ağaçlar kurudu döndü gazele
Aldatıcı bir vefasız güzele
Sefil aptal gibi kanan ben oldum

Aşık Fahri - Gücendi (Ne Yapıp Neyleyim)

Ne yapıp neyleyim gül yüzlü yare
Sevmedim gücendi sevdim gücendi
Olmaz mı bu hallerim pare pare
Sevmedim gücendi sevdim gücendi

Akıbet bu dertler beni pir eder
Bağlar kakülüne hem esir eder
Bire baksam yüzüne bin tektireder
Sevmedim gücendi sevdim gücendi

Han-ı safamı Fahri kabir ettim
Bana yar ol deyu çok da cebrettim
Bunca yıl yalvardım bunca sabrettim
Sevmedim gücendi sevdim gücendi

Aşık Fahri - Gözlerin (Ne Sihr Etti Bilmem)

Ne sihr etti bilmem yaktı kül etti
Sihirbaz kaşların cadı gözlerin
Bağrım kebap etti yaşım mül etti
Müşg-i Çin saçların ahu gözlerin

Ağyarı bedkarın payını caldım
Hasret hançeriyle bağrımı deldim
Yandım harap oldum bu hale geldim
Hala elim çekmez ya hu gözlerin

Bilirsin derdine çok yelip koştum
Böyle bir derdine belana düştüm
Gözlerin önünde yandım tutuştum
Sunmadı bağrıma bir su gözlerin

Bana bu cefayı ettikten sonra
Başım üzre otlar bittikten sonra
Ben yanıp kül olup bittikten sonra
Hayrın görsün şimden geru gözlerin

Aşık can vermekte hiç laf eylemez
Yar da cevrinden muaf eylemez
Fahri matlubuna insaf eylemez
Hun-ı uşşak ile memlu gözlerin

Geri dönmek için TIKLAYIN

Şu dar-ı dünyanın mihnetlerinde
Herşey çetin amma hele fakirlik
Yiğidi farıdan üç şey var imiş
Züğürtlük yoksulluk illa fakirlik

Her kapıda iki inek sağdırır
Her tarlaya sulu yağmur yağdırır
Varır bir namerde boyun eğdirir
Koç yiğidi eyler köle fakirlik

Can kasavet temel tutar gönlüne
Zevk ü safa zerre gelmez aynına
Yorganı döşeği sarar boynuna
Yiğidi düşürür yola fakirlik

Borçlu yakasından tutar gem gibi
Ne çete eşkıya ne haram gibi
Ne humma ne tifo ne verem gibi
Ölümden besbeter bela fakirlik

Hiç kimse fakirin yüzüne gülmez
Fukaranın dostu ahbabı olmaz
Her nereye varsa işi rast gelmez
Küçük başa büyük bela fakirlik

Soran olmaz fukaranın halini
Tutan olmaz düşkünlerin elini
Yoksula yok eder dünya malını
Hasret kor altına pula fakirlik

Başını taşlardan taşlara çalar
Gübreden çıkarır ahbuna beler
Haddelerden çekip elekten eler
Çektirir her türlü çile fakirlik

Emsali'm der eyvah geçen günümde
Gezemedim uzunumda enimde
Ahir nefesimde son zamanımda
Bana da vurdu bir sille fakirlik

Aşık Emsali - İnsanlık Görmemiş İnsan İçinde

İnsanlık görmemiş insan içinde
Kendini bir insan sanır zavallı
Oturup kalmamış adem içinde
Sohbetini irfan sanır zavallı

Ehl-i kamil meclisine varmamış
Medeniyet mektebine girmemiş
El içinde el yumruğun görmemiş
Pençesini aslan sanır zavallı

Terbiye zamanı yatmış uyumuş
İz'an bilmez edep erkan ne imiş
Yabanda yetişmiş dağda büyümüş
Minareyi orman sanır zavallı

Sohbet etmiş acem ile kürt ile
Ülfet etmiş ayı ile kurt ile
Karşı durup konuşmamış mert ile
Kendisini merdan sanır zavallı

Emsali'm der Delidağ'da salınır
Sanır akıl hep kendinde bulunur
Kulağında zilli çalker çalınır
Yoldan geçen kervan sanır zavallı

Aşık Emsali - Havai Ceht Etme Be Hey Divane

Havai ceht etme be hey divane
Engine çekilir göç var ucunda
Boran eser boğulursun tufanda
Kırçılı boranlı kış var ucunda

Zahmalar yiyip de yırtıldım sanma
Kudret mizanında tartıldım sanma
Kabir azabından kurtuldum sanma
Başına gelecek iş var ucunda

Olur olmazınan meydana girme
Topal beygir gibi dizini yorma
Tavus kuşu gibi özünü kurma
Tüyü yolunacak kuş var ucunda

Emsali'ye bir söz diyemezsin ha
İslamın şartını sayamazsın ha
Dişlerin tutup da yiyemezsin ha
Zehre macun olmuş aş var ucunda

Aşık Emsali - Ey Birader İleride Tufan Var

Ey birader ileride tufan var
Gel vakitsiz yola gitme kış değer
İdareden fazla lokma haramdır
Kanaati elden koyma aş değer

Her pehlivan Şah-ı Merdan olamaz
Her muabbir düş ilmini bilemez
Kişi evmek ile menzil alamaz
Yavaş yürü ayağına taş değer

Edep ile iz'an farz ile sünnet
Hayasız insana haramdır cennet
Şin sene havayi eylesen hizmet
Akıbette ücretine boş değer

Emsali'm der düşme mecazi aşka
Mecazi aşk ile çıkılmaz köşke
Her adam adamdır pehlivan başka
Bir şahin tırnağı yüz bin baş değer

Aşık Emsali - Dinleyin Efendim (Fareler)

Dinleyin efendim bir sohbetim var
Hep şayan-ı destan oldu fareler
İkamet-i dava şikayetim var
Belimi beş yerden kırdı fareler

Kıtlığın elinden çok çile çektim
Harcadım, evimi başıma yıktım
Temin-i idare bir tohum ektim
Yetmeden göğ iken yoldu fareler

Kazması küreği beş dişi de var
Çadırı direği şiltesi de var
Ordu komutanı binbaşı da var
Geldi bölük bölük kondu fareler

Nerde bir bozartı görse yetişir
Kimi hona gider kimi bölüşür
Geceyi gündüze katar çalışır
Kahraman tezgahı kurdu fareler

Gönül ne gezersin sıçan avında
Ellisi destede yüzü yığında
İki bölük koydu dört kulağında
Tarlayı ortadan böldü fareler

Gördüğü insana dalaşmak ister
Hemen karşı koyup söyleşmek ister
Mültezimler ile uğraşmak ister
İlkbahardan behi verdi fareler

Toplanıp bir meclis olur akşamdan
Durur konuşurlar ince makamdan
Ne Müdürden korkar ne kaymakamdan
Nizam defterini dürdü fareler

Bir gün keşf ederken ev eşyasını
Bulgur çuvalında duydum sesini
Güç ile öldürdüm bir tanesini
Kolorduya haber saldı fareler

Dinlen farelerin ferasetini
Çete başlarının cesaretini
Tamam kuşanmışlar cenk aletini
Geldi bizim eve doldu fareler

Gizlendi kediler tor da kalmadı
Bir karşı koyacak er de kalmadı
Kaçıp kurtaracak yer de kalmadı
Mal-ı ganimete daldı fareler

Önlerine bir taş atmadım hele
Yalınız bir yere gitmedim hele
Serbestçe uykuya yatmadım hele
Belki beni bile yerdi fareler

Emsali'm bundan da çektim çok elem
Bir diyecek söz kalmadı veselam
Hasıl-ı şikayet hülasa kelam
Harap etti bizim yurdu fareler

Aşık Emsali - Daha Neyim Kaldı Dar-ı Dünyada

Daha neyim kaldı dar-ı dünyada
Elimden bir Mihri Hanım da gitti
Çok çalıştım eremedim murada
Devretti zamanım günüm de gitti

Bu ayrılık boynumuza takıldı
Bağrım büryan oldu yürek yakıldı
Hanem harap oldu evim yıkıldı
Servetim kazancım malım da gitti

Hasret kaldım yarin al yanağına
Değişmezdim güzellerin çoğuna
Hoyrat el uzatmış gulşen bağına
Nevruzum nergizim gülüm de gitti

Farıdı bu garip gönlüm farıdı
Bağrım yandı tüm cesedim çürüdü
Üçyüz altmış damarlarım kurudu
Aktı gözlerimden kanım da gitti

Emsali der boşa geçti zamanım
Anar m'ola bizi kaşı kemanım
Ağyare yar oldu ruh-i revanim
Ayrıldı cesette canım da gitti